Tezhip sanatı caiz midir ?

Efe

New member
Tezhip Sanatı: Caiz mi, Caiz Değil mi? Bir "Sanat" Detayı!

Tezhip sanatı… Bir başka deyişle, geleneksel Türk süsleme sanatı. Kağıtlar, minyatürler, altın ve zümrüt yeşili boyalarla işlenen göz alıcı desenler... Gözünüzde canlanan o zarif desenler, sizi hemen geçmişe götürür. Peki, biraz mizahi bir şekilde sorarsak: “Tezhip yapmak caiz mi? Yoksa Allah korusun bir ‘kültürel sanatsal yasak’ mı var işin içinde?”

Herkesin kafasında bu soruların olduğu bir dönemde, ben de sizlere böyle "güzel bir kafa karıştırıcı" soruyu sormak istedim. Çünkü ne zaman bu konuyu duysam, kafamda bir yarış başlar: "Aman bir taraftan sanat, diğer taraftan İslam... Ne yapılabilir ki?" Ama merak etmeyin, sadece teorik açıdan değil, stratejik ve empatik açıdan da sorunun çözümüne eğileceğiz. Ve evet, hemen itiraf ediyorum, bazen ciddiyet de yerini mizaha bırakabilir.

Hikaye Başlasın: Tezhip, Altın ve İlham Dolu Bir Serüven

Öncelikle şunu anlamak önemli: Tezhip sanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda özellikle dini kitapları süsleyen, harfler arasına altınlar serpiştiren bir estetik anlayışıdır. O zamanlar hem bir saygı hem de sanat aracı olarak kullanılmıştır. Yani, tam anlamıyla bu, “ilahi” bir dokunuş, bir nevi “görsel dua”dır. Ama işte o da soruyu sorar hale getiriyor: “Sanat mı, ibadet mi? Hangisi ön planda?”

Stratejik Bir Bakış: Erkeklerin ‘Daha Mantıklı’ Yaklaşımı

Erkekler genelde durumu çözmeye yönelik stratejik bir bakış açısına sahip olurlar. Bu yüzden de “caiz mi, değil mi?” sorusuna yaklaşımlarını daha somut bir şekilde ortaya koyabilirler. Bunu basit bir örnekle açıklamak gerekirse, stratejik düşünmeye meyilli bir arkadaşım şöyle bir açıklama yapmıştı: “Hadi diyelim ki caiz değil. O zaman bu sanatı tamamen terk etmemiz gerekecek mi? Zaten minyatürleri, hat sanatını yaparken de benzer soru sorulmuştu. Fakat çok bilinen büyük İslam alimleri bu tür sanatları halkın anlayışına hitap edebilmek için çokça kullanmışlardır.”

Bu bakış açısına göre, İslam'da sanat, eğer bir nevi “Allah’a hizmet” amacı taşıyorsa ve toplumda iyiliğe katkı sağlıyorsa, caiz olabilir. Yani, aslında bir nevi “ne niyetle yapıyorsun” sorusu burada devreye giriyor. O yüzden, çok da rahat olun, bir parça altınla süslenen o el yazmalarını, eğer doğru bir niyetle yapıyorsanız ve işin sanatsal boyutuyla ilgileniyorsanız, kendinizi kötü hissetmenize gerek yok!

Empatik Bir Bakış: Kadınların Sanata Duyduğu Sevgi ve İhtiyaç

Kadınlar ise genellikle bir konuyu ele alırken duygusal ve ilişki odaklı bir yaklaşım sergilerler. Bu sebepten, empatiyi merkeze alarak, tezhip sanatını değerlendiren birçok kişi, bu sanatın manevi boyutuna daha fazla dikkat eder. Birçok kadının gözünde tezhip, bir tür ruhsal arınma ve estetikle birleşen bir ifade biçimidir. Yani, sadece bir teknik ya da şekil değil, bir anlam taşır.

Böyle bir bakış açısına sahip bir arkadaşım şunu söylemişti: "Tezhip yapmak bana ruhsal olarak bir dinginlik sağlıyor. Yaptığım her desen, içimde bir huzur yaratıyor. Sanatın ve manevi boyutun birleşmesi bana çok yakın geliyor." İşte burada, sanatın bireysel bir keşif ve içsel bir bağ kurma şekli olduğu, kişinin Allah’a yakınlaşmasının sanatsal bir haliyle olduğu söylenebilir.

Ancak burada önemli olan bir başka nokta da, bu sanatı yaparken kişinin inancını ve niyetini belirlemesi gerektiğidir. Eğer tezhip sanatı bir içsel huzur ve Allah’a bir yücelik sunma amacını taşıyorsa, bu da doğru bir yaklaşım olabilir.

Dinî Perspektiften Bakış: Ne Dediler, Ne Diyorlar?

Şimdi gelelim, hem stratejik bakış açısıyla hem de empatik bakış açısıyla çok sık karşılaşılan "dinî" boyuta. Fıkıh kitaplarında, genelde süslemeli ve resimli sanatlarla ilgili tartışmalar yer alır. Çünkü dinin esasını "tevhid" ve "tevhidin dışındaki tüm varlıklar" üzerine bina eden bir inanç sistemi olduğu için, "tasvir" veya "heykel" gibi formlar her zaman tartışmalıdır. Bu yüzden de, bir şeyin caiz olup olmadığına dair çok net bir hüküm vermek her zaman zor olmuştur.

Ancak, dinî literatüre göre, sanatı Allah’a adamak, onun güzelliklerini yüceltmek ve topluma faydalı bir şekilde sunmak genellikle makbul kabul edilir. Örneğin, Osmanlı’daki tezhip sanatçılarının eserlerini sadece süsleme amaçlı değil, aynı zamanda dini öğretileri vurgulayan işlevsel bir sanat olarak ürettikleri düşünülür. Eğer böyle bir amaçla hareket ediliyorsa, sanatın caizliği konusunda herhangi bir engel olmayabilir.

Sonuç: Caiz mi, Değil mi? Nihai Yargıyı Kim Verecek?

Sonuç olarak, tezhip sanatı hakkında herkesin farklı bir görüşü olabilir. Kimisi buna bir sanat formu olarak bakar ve estetik boyutuyla değerlendirir, kimisi de dini perspektiften yaklaşır. Ancak şu bir gerçek ki, bu tür sanatların bir amacı ve niyeti vardır. Eğer amaç, Allah’ın yüceliğini ve evrenin güzelliklerini göstermekse, ve insanlara estetik bir değer sunmaksa, o zaman bu sanat formunun caiz olup olmadığına dair net bir yasak söz konusu değildir.

Herkesin perspektifi farklı olsa da, insanın niyeti ve yaklaşımı, sonuç üzerinde belirleyici olmalıdır. O yüzden, altınla süslü bir tezhip yapıyorsanız, gönlünüz rahat olsun; estetikle birlikte yücelttiğiniz her değer, aslında ruhunuzdaki bir iyiliği yansıtıyor.