Aruz ölçüsü ve hece ölçüsü nasıl bulunur ?

Efe

New member
Bir Mısranın Kalp Atışı: Aruz ve Hece Ölçüsünü Anlatan Bir Hikâye

Selam forumdaşlar,

Bugün size bir formül değil, bir hikâye anlatmak istiyorum. Aruz ölçüsünü, hece ölçüsünü nasıl bulduğumu değil; bu iki ölçünün kalbime nasıl dokunduğunu, bir insanın ritmini nasıl değiştirdiğini… Çünkü bazen bir şiirin vezni, bir insanın iç dünyasındaki dengeyle aynıdır.

O gün, kasabanın küçük lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı dersinde, tahtada kocaman harflerle yazılıydı:

“ARUZ MU HECE Mİ?”

Kulağa sanki bir matematik problemi gibi geliyordu ama o dersin sonunda herkes bir duygu problemi çözecekti.

---

Bir Öğretmen, İki Ruh: Nihat ve Elif

Sınıfta iki öğrenci dikkat çekiyordu: Nihat ve Elif.

Nihat, mühendis olmayı düşünen, analitik, çözüm odaklı bir çocuktu. Sayıları, ölçüleri, düzeni severdi. “Her şeyin bir sistemi vardır,” derdi.

Elif ise şiir yazardı. İnsanların ses tonundan duygularını ölçerdi. “Ritmi değil, ruhu hissederim,” derdi.

O gün öğretmen tahtaya döndü ve dedi ki:

“Çocuklar, aruz ölçüsüyle hece ölçüsünü karıştırmayın. Biri aklın ritmidir, diğeri kalbin. Ama ikisi de insanın iç sesini ölçer.”

Sınıfta bir sessizlik oldu.

Nihat hemen kalemini kaldırdı:

“Hocam, peki bir şiirin hangi ölçüyle yazıldığını nasıl buluruz? Formülü nedir?”

Elif ise sessizce gülümsedi:

“Bazen bulmazsın, hissedersin.”

İşte hikâye o an başladı.

Aruzun matematiğiyle hecenin melodisi arasında iki farklı insanın yolu kesişti.

---

Aruzun Sırrı: Akıl ve Disiplin

Nihat, aruz ölçüsünü çözmekte ustalaşmak istiyordu.

Gece eve gitti, defterine “fa’ilâtün / mefâ’ilün / fe’ûlün” gibi kalıplar yazdı. Her mısradaki uzun ve kısa heceleri sayarak düzen kurmaya çalıştı.

Onun için şiir, mühendislik gibiydi.

Bir mısrada uzun hece fazlaysa sistem bozulur, tıpkı devredeki fazla direnç gibi.

Ama bir sorun vardı: O kadar çok ölçüyordu ki, duymuyordu.

Bir mısrayı okurken anlamını değil, ritmini dinliyordu.

Aruz, kulağına bir şarkı değil, bir şema gibi geliyordu.

“Bir şiirin kalbini cetvelle ölçemezsin,” demişti öğretmen.

Ama Nihat hâlâ inatçıydı:

“Hocam, ama sistem bozulursa duygu da bozulmaz mı?”

Aruz, işte tam da bu yüzden erkeklerin dünyasında yankı bulmuştu belki: düzen, denge, plan…

Bir mısra bile yanlış olsa, bütün yapı çökerdi.

Tıpkı bir köprü gibi.

---

Hece Ölçüsü: Kalbin Nefesi

Elif ise hece ölçüsünü çalışıyordu.

Defterinde mısraları tek tek hecelere ayırıyor, her satırın sonunda bir nefes alıyordu.

“Yedi hece / sekiz hece / on bir hece…”

Ama o sayarken değil, duyarken buluyordu ölçüyü.

Bir gün öğretmen sınıfta “Orda bir köy var uzakta” şiirini okuttu.

Nihat hemen saydı:

“Birinci dizede sekiz, ikinci dizede sekiz. Hece ölçüsü sekizli.”

Elif ise aynı dizeleri kapalı gözlerle mırıldandı:

“Bu ölçü değil, yolculuk gibi…” dedi.

“Her hece bir adım, köye doğru atılan bir nefes.”

İşte o an sınıfta bir şey oldu.

Şiir, teknik bir bilgi olmaktan çıkıp, insanı anlatan bir aynaya dönüştü.

Aruz, insanın zihnindeki düzeni ölçüyordu; hece ise kalbindeki ritmi.

---

Bir Mısrada Buluşmak: Akıl ve Kalp Dengesi

Bir gün öğretmen sınıfa bir görev verdi:

“Bir şiiri birlikte yazacaksınız. Ama biri aruzla, diğeri heceyle deneyecek.”

Nihat ve Elif birbirine baktı.

Zıt kutuplar gibi olsalar da merakla işe koyuldular.

Nihat, “fa’ilâtün / fe’ilâtün / fe’ilün” diye mırıldanarak kalemi eline aldı.

Kelimeleri milim milim yerleştiriyor, her harfi ölçüyordu.

Elif ise onun yazdıklarına baktı, gülümsedi:

“Ruh nerede peki?” dedi.

“Bu kadar sıkı bir düzende nefes alacak yer yok.”

Nihat sustu.

Sonra Elif eline kalemi aldı ve aynı konuyu heceyle yazdı:

> “Bir gün gidersen eğer / Adın kalır yüreğimde.”

Nihat dizelere baktı, saydı.

Sekiz hece.

Kusursuz.

Ama farklı bir kusursuzluktu bu — hisseden bir düzen.

O gün şiir bitmedi ama aralarındaki tartışma bitti.

Çünkü ikisi de şunu fark etti:

Aruz, kalbin sesini disipline eder.

Hece, aklın sınırlarını duyguyla aşar.

Ve bir mısra, ancak bu iki güç birleşince tamam olur.

---

Forumdaşlara Soru: Siz Hangi Ölçüdesiniz?

Hikâyenin sonunda öğretmen tahtaya son cümlesini yazdı:

“Hayatın ölçüsü aruz mu, hece mi?”

Sınıfta sessizlik oldu.

Nihat düşündü, Elif baktı.

Sonra ikisi aynı anda söyledi:

“İkisi de insan kadar karmaşık.”

Belki bir gün birimiz aklın ritmiyle, birimiz kalbin melodisiyle yazarız ama sonuçta aynı şiire ait oluruz.

Şimdi size soruyorum forumdaşlar:

Siz hangi ölçüdesiniz?

Planlı, stratejik, ölçülü bir “aruz” musunuz?

Yoksa duygusal, sade, içten bir “hece” misiniz?

Belki de hayatın en güzel şiirleri, bu ikisinin arasında gizlidir.

---

Bir Şiirin Kalbinden Son Söz

Yıllar sonra Nihat mühendis, Elif ise edebiyat öğretmeni oldu.

Bir gün eski okulun önünde karşılaştılar.

Elif gülümsedi:

“Hâlâ aruzun içindesin, değil mi?”

Nihat başını salladı:

“Evet ama artık heceyle konuşuyorum.”

O an Elif anladı:

İnsan, bir ölçüyle başlar ama yaşadıkça başka ölçülere dönüşür.

Ritmi değişir, ama anlamı derinleşir.

Belki de şiir gibi hayatın da vezni vardır…

Ve o vezni bulmak, saymakla değil, hissetmekle mümkündür.

Peki siz, kendi hayat mısranızın ölçüsünü buldunuz mu forumdaşlar?

Yoksa hâlâ “uzun” ve “kısa” hecelerin arasında kendinizi mi arıyorsunuz?